Özyeğin University, Çekmeköy Campus Nişantepe District, Orman Street, 34794 Çekmeköy - İSTANBUL

Phone : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

E-mail: info@ozyegin.edu.tr

Nov 01, 2019 - Nov 08, 2019

ÖzU in Press - İstanbul Surlarında Bir Yolculuk (Turkish)

İstanbul Life

20 km'yi aşan uzunluklarıyla farklı semtlerde farklı işlevler kazanan, kimi yerlerde hayatın içinde kalan ve semtin önemli geçiş noktalarını oluşturan, kimi yerlerde ise girilemeyen, ıssız bölgeler haline dönüşen sessiz taşlar... İstanbul surları ile ilgili yeni bir fotoğraf kitabı raflardaki yerini aldı.

Yaşanan son depremde özellikle Yedikule bölgesinde zarar gördükleri ile ilgili haberlerin sıkça yapıldığı İstanbul Surları bu kez Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'nden Dr. Metin Çavuş'un surlarda gerçekleştirdiği kişisel yolculuğun görsel yansımaları olarak 'Yüce ve Yalnız: İstanbul Surlarında Bir Yolculuk' adlı kitapta bir araya geldi. Aynı üniversite ve bölümde öğretim görevlisi olan Bora Fer tarafından tasarlanan kitapta 2017 ve 2018 yıllarında çekilen sur fotoğrafları yer alıyor.

Dr. Çavuş, surların çevresindeki yaşamı fotoğraflamak yerine, fotoğraf makinesini surların kendisine yöneltmeyi tercih ettiğini ve böylece 36 siyah - beyaz fotoğraftan oluşan bir albümün ortaya çıktığını söylüyor ve ekliyor: "İstanbul Surları, dinamik şehrin hemen yanı başında, duvarlar ve kendiliğinden yetişmiş ağaç ve bitkilerle çevrili bir halde ölüm sessizliğinin yaşanabileceği tekinsiz yerlerdir."

Yüce ve Yalnız: İstanbul Surlarında Bir Yolculuk adlı fotoğraf kitabıyla, surlara dair iki temel duyguyu yansıtmayı amaçladığını da şu sözlerle ifade ediyor: "Surların yıllar boyunca yaşadıkları dönüşüm ve yıpranmaya rağmen hala yüceliklerini korudukları aşikar. Sur parçalarının kimi bölgelerde aşınma sonucunda farklı şekiller almaları ilgi odaklarımdan biri oldu. Surlar bazı noktalarda işlevlerinin ötesine geçerek, fotoğraflarda kocaman, kütlesel taş heykellere dönüşmüş gibiler. Diğer taraftan bakımsızlık ve tutarsız yenileme çalışmaları surların kendi kaderlerine terk edildiklerini de gösteriyor. Bu yalnızlık ne yazık ki, tarihsel önemi tartışılmayacak olan bu yapı şeridinin gerekli değeri görmediğinin kanıtı. Bu kitapta bulunan fotoğraflarda bu karmaşık duyguları ifade etmeye, surların yüce ve yalnız yönünü yansıtmaya çalıştım."

Yarımada'yı Saran Surlar

İstanbul Surları, Tarihi Yarımada'yı çepeçevre saran üç farklı bölümden oluşuyor. Sarayburnu'ndan Ayvansaray'a kadar Haliç sahili boyunca uzanan ve günümüze çok az bir bölümü kalmış olan Haliç Surları, Sarayburnu'ndan Yedikule'deki Marmara Kuleye kadar olan Deniz Surları ve Marmara Kuleden Haliç kıyısındaki Ayvansaray bölgesine kadar uzanan Kara Surları. Bu çalışmada ağırlıklı olarak Kara Surlarının ve Deniz Surlarının fotoğraflarına yer verilmiş ve özellikle Yedikule Bölgesi'nden çok sayıda fotoğraf seçilmiş.

İstanbul Surları, Tarihi Yarımada'yı Çepeçevre Saran Üç Farklı Bölümden oluşuyor

Yedikule, İstanbul Surlarının en ilgi çekici yeri. Yedikule Zindanlarının ve tarihi önemi tartışılmaz Altın Kapı'nın bu bölgede bulunmasının yanı sıra, iki özellik surların bu bölgesini diğerlerinden farklı kılıyor. Birincisi, yüzyıllardır sürüp giden bostan geleneğinin bugüne kalmış az sayıdaki örneğinin en yoğun olarak görülebileceği yer burası. İkincisi de, surlara tırmanıp üzerlerinde uzun süre yürünebilecek en uygun yer de yine burası. Kitapta Çavuş'un surların üzerine çıkarak çektiği fotoğraflarda, surların arasında kalmış en ufak toprak parçasının dahi tarla olarak kullanıldığı açıkça görülüyor. Benzer uygulamalar Deniz Surlarının çevresi için söz konusu değil. Kitapta yer alan örneklerde de görülebileceği üzere Deniz Surlarının kara tarafında uzun süre dokunulmamış yoğun bir bitki örtüsü kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam ediyor.

Çavuş, surlara yaptığı ziyaretlerde sur çevresindeki değişimleri şu ifadelerle özetliyor: "İstanbul Surları ve yakın çevresi, şehirde başka yerde görülmesi mümkün olmayan bir çeşitlilik sunuyor. Surların dibinde yoğun bir terk edilmişlik hissini yaşarken, birkaç adım yürüme ile en yoğun trafiğin içinde kalma şansınız yüksektik. İstanbul Surlarının çoğu bölgesi için yapılacak en doğru tanımlama buralarının çelişkilerle dolu birer ara-mekan oldukları yönünde. Bitki örtüsüyle, tekinsizliği ve görkemiyle bu mekânlarda yaşayabileceğiniz duygu yoğunluğunu İstanbul'un başka bir noktasında yakalamanız neredeyse imkansız."

Çavuş için bu kitap aynı zamanda fotoğrafta zaman kavramını sorgulamanın bir aracına dönüşmüş. Fotoğrafın en önemli özelliklerinden biri birkaç zaman katmanını aynı kare içerisinde yan yana getirebilmesi. Ve siz bu zaman katmanlarını çevrelerinden ayırarak bir çerçeve içine yerleştirdiğiniz zaman aralarındaki ilişki daha çok ön plana çıkıyor ve böylece olası yeni yorumlara kapı aralamış oluyorsunuz.

Görkemli Tarih, Kültürel Miras

İstanbul Surları uzun ve ilgi çekici bir hikayeye sahip. Beşinci yüzyılda, Bizans döneminde inşa edilmiş olan Theodosios surları yıllar boyu şehri korumuş ve günümüzde önemli bir kültürel miras aslında. 1453'te Osmanlılar şehri bu surları aşarak fethetmiştir. Surlar, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde önemli bir yenileme yaşamadan günümüze ulaşmış. Bugün ise surların pek çok bölümü sıradan ziyaretçilerin gezmekten kaçınacağı tekinsiz bölgelere dönüşmüş durumda. "İstanbul Surları bir tek İstanbullularının değil tüm dünyanın önemli bir kültürel mirası. Tutarsız yenileme çalışmaları yapmak yerine surlar olduğu gibi bırakılmalı fakat çevreleri herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve güvenli bir şekilde gezebileceği kamusal alanlara dönüştürülmeli. Surları fotoğraflarken pek çok yabancının benim gezdiğim bölgelere büyük bir merakla girmeye çalıştığını fakat hem güvenlik hem de hijyen kaygıları nedeniyle yarı yoldan geri döndüğünü gözlemledim. Surlara yönelik büyük bir merak var fakat sur çevreleri, mevcut konumlarıyla, meraklarım gidermeye niyetli ziyaretçilere asgari dolaşma şartlarını sağlayacak konumda değiller. Bu bizim büyük bir ayıbımız."