Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy Kampüsü Nişantepe Mahallesi Orman Sokak 34794 Çekmeköy İstanbul

Telefon : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

info@ozyegin.edu.tr

Ağu 08, 2020

Basında ÖzÜ - ABD'de İşsizlik Artıyor

Önce Vatan

Dünya ekonomilerini derinden sarsan koronavirüs pandemisinin en çok etkilediği ülkelerin başında gelen ABD'de iş pazarına dair istatistikler oldukça karanlık bir tablo çiziyor.

Ekonomist Doç. Dr. Nuray Akın, "Ekonomik kapanma zarfındaki üç ayda kaybedilen yaklaşık 23 milyon işin ardından, eyaletlerin açılım politikalarına bağlı olarak Mayıs ve Haziran aylarında 8 milyon iş kazanımı sağlanmasına rağmen, Şubat ayından beri 14,8 milyon iş kaybedilmiş görünmekte" diye konuştu.

Özyeğin Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın, pandemi döneminde 29 Temmuz'daki ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararının ardından ABD ekonomisindeki son durumu ve önümüzdeki dönemi değerlendirdi.

Dünya ekonomilerini derinden sarsan koronavirüs pandemisinin en çok etkilediği ülkelerin başında gelen ABD'de iş pazarına dair istatistikler oldukça karanlık bir tablo çiziyor.

İSTANBUL (DHA) Ekonomist Doç. Dr. Nuray Akın, dünya ekonomilerini derinden sarsan koronavirüs pandemisinin en çok etkilediği ülkelerin başında gelen ABD'de iş pazarına dair istatistiklerin oldukça karanlık bir tablo çizdiğine dikkat çekti. Ekonomist Doç. Dr. Nuray Akın, "Ekonomik kapanma zarfındaki üç ayda kaybedilen yaklaşık 23 milyon işin ardından, eyaletlerin açılım politikalarına bağlı olarak Mayıs ve Haziran aylarında 8 milyon iş kazanımı sağlanmasına rağmen, Şubat ayından beri 14,8 milyon iş kaybedilmiş görünmekte." dedi.

Özyeğin Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuray Akın, pandemi döneminde 29 Temmuz'daki ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararının ardından ABD ekonomisindeki son durumu ve önümüzdeki dönemi değerlendirdi.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere göre, ABD ekonomisinin Nisan ve Haziran 2020 arasında bir önceki çeyreğe göre yüzde 32,9 küçüldüğüne dikkat çeken Akın, "Bu, ABD'nin gördüğü en uzun büyüme sürecinin de sonu oldu ve 11 yıldan sonra, koronavirüs nedeniyle ekonomik kapanmanın maliyeti tüm zamanların en büyük daralması oldu.

İş Pazarı İstatistikleri Karanlık Tablo Çiziyor

Yılın ilk çeyreğinde de, ekonomi yüzde 5 küçülmüştü. Böylelikle, iki çeyrek arka arkaya daralan ekonomi resmi olarak resesyona girmiş olarak da tanımlandı.

İkinci çeyrekte yaşanan bu sert düşüş, "büyük resesyon" olarak adlandırılan ve 20082011 yılları arasında yaşanan finansal kriz zamanındaki yüzde 8,4'lük daralmaya nazaran dört kat daha fazla." dedi.

Doç. Dr. Nuray Akın şöyle devam etti:

"İş pazarına dair istatistikler de oldukça karanlık bir tablo çiziyor. Ekonomik kapanma zarfındaki üç ayda kaybedilen yaklaşık 23 milyon işin ardından, eyaletlerin açılım politikalarına bağlı olarak Mayıs ve Haziran aylarında 8 milyon iş kazanımı sağlanmasına rağmen.

Şubat ayından beri 14,8 milyon iş kaybedilmiş görünmekte. Temmuz ayı istatistiklerine dair beklenti, 2,5 milyon işin daha geri kazanılması yönünde.

Böylelikle, yüzde 15'e çıkan işsizlik oranı, Haziran ayında yüzde 11 'e gerilerken, Temmuz ayında bu oranın yüzde 10'un altına düşmesi bekleniyor. Haziran ayında geri kazanılan 4,5 milyon işin yüzde 30'unu bar ve restoranlardaki yeni istihdam oluşturmakta.

Önemli Destek Temmuzda Bitiyor

Bu göreceli iyileşme ile birlikte, en az iki hafta üst üste işsizlik sigorta sisteminden ödeme alabilmek için başvuranların sayısında da yavaş da olsa bir düşüş var: bu istatistik, yaklaşık 24 milyon kişiden, 19 milyon kişiye gerilemiş durumda. Ancak, 16-25 yaş arası gençlerde işsizlik oranı yüzde 20,7 ile oldukça yüksek seviyelerde seyretmekte."

Özyeğin Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuray Akın, "Ekonomide böylesine derin etkiler yaratan pandemi ile mücadele etmek için ABD hem mali hem de para politikasında genişlemeye gitti.

İşsizliğin yarattığı gelir kayıpları ile mücadele yolunda haftalık 600 dolar ek işsizlik maaşı sağlanmasının yanı sıra, normal koşullarda işsizlik maaşı almaya hakkı olmayanların da bu destekten faydalanmaları sağlandı, örneğin, kendi işinde çalışanlar." dedi ve ekledi:

"Ancak, bu önemli destek Temmuz ayı sonunda bitecek. Ek olarak, kira ya da ipotekle satılan evlerin aylık ödeme afları da birçok eyalette son buldu.

Her ne kadar birinci mali destek paketinde yer alan ve milyonlarca ferdin yararlandığı kişi başı 1200 dolarlık bir sefere mahsus ödemenin ikinci bir ayağının uygulamaya sokulacağı gündemde olsa da, bu, kesinleşmiş değil.

Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti temsilcileri henüz görüşmelerde uzlaşmaya varamamış dürümdalar.

Mart sonu açıklanan ilk mali yardım paketinin ("CARES Act") büyüklüğü, 2 trilyon dolar ile ABD ekonomisinin yaklaşık bir aylık toplam üretim değerine tekabül ediyordu.

Bu paketin 560 milyar dolarının kişilere, 500 milyar dolarının büyük şirketlere, 377 milyar dolarının küçük işletmelere, 340 milyar dolarının eya-¦let-ve yerel yönetimlere, 154 milyar dolarının halk sağlığına, 44 milyar dolarının ise eğitim ve virüsle mücadelede diğer girişimlere aktarılması hedeflenmişti."

FED'in Kararı Hakkında

FED'in 29 Temmuz'daki kararına da değinen Doç. Dr. Nuray Akın, "Para politikası hususuna gelince, Amerikan Merkez Bankası (FED) yüzde sıfır alt sınırına çektiği nominal kısa-vadeli faizin 2022 yılına dek bu seviyelerde kalacağını açıkladı.

FED, Mart ayında gecelik fon oranını (ki, bu oran, bankalardan alınan kısa vadeli borçların ve tüketici borçlanma faizlerinin temel belirleyicisi olarak işlev görmektedir), 2008 krizinde yaptığı gibi, yüzde 0 yüzde 0,25 bandına çekmişti.

FED, ayrıca, tahvil atımının devam edeceğini, 80 milyar dolarlık hazine bonosu, 40 milyar dolarlık da ipoteğe dayalı menkul kıymet alımı hedeflediğini açıkladı." şeklinde konuştu.

ABD Ekonomisi ile İlgili Gelecek Tahminleri  

Akın, "Tüm bu mali ve parasal destekler ile, FED ekonomistlerinin tahminlerine göre ABD'de GSYİH 2020'de yüzde 6,5 düşecek, ancak 2021'de yüzde 5'lik, 2022'de ise yüzde 3,5'luk bir iyileşme sağlanacak; işsizlik oranı ise 2020'de yüzde 9,3, takip eden iki yılda yüzde 6,5 ve yüzde 5,5 olarak gerçekleşecek" ifadelerine yer verdi.

Bununla beraber, ABD'deki parasal ve mali genişlemenin borcun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranını artıracağını, bunun da doların diğer para birimlerine göre değer kaybetmesi riskini barındırdığına değinen Doç. Dr. Akın, dolara olan talebin, beklenen enflasyon oranındaki artışlarla daha da azalabileceğini belirtti.