Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy Kampüsü Nişantepe Mahallesi Orman Sokak 34794 Çekmeköy İstanbul

Telefon : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

info@ozyegin.edu.tr

Şub 05, 2021

Basında ÖzÜ - Çocuğumuzla İlişkimiz: Bağlanma

Milliyet

Çocuğumuzla kurduğumuz ilişkinin nasıl geliştiği ve olumlu ya da olumsuz nasıl şekillendiği hep merak konusudur. Psikoloji ve çocuk gelişimi üzerine araştırmalar 1970'lere kadar bu ilişkinin çocuğun temel ihtiyaçlarıyla belirlendiğini ortaya koymuştu. Örneğin çocuk karnının doyması ve hayatta kalmak için annesine yaklaşır, yakınlık kurar diye düşünülüyordu. Ancak, dahasonra araştırmalarda çocukların duygusal ihityaçlarının da en az temel gereksinimleri kadar önemli olduğu görüldü. Bağlanma ilişkisini ortaya konulması, incelenmesi ve önemi de böylece ortaya çıktı.

Peki Bağlanma Nedir?

Bağlanma, çocuğun yemek barınma gibi temel ihtiyaçlarını ve duygusal gereksinimlerini karşılayan kişi ve kişilerle kurduğu özel ilişkidir. Bu ilişki biyolojik temellidir. Yani, çocuk henüz bebekliğinde annesinin kokusunu diğer annelerin kokusundan ayırır. Henüz anne karnındayken babasının sesini duyduğunda kalp atışları değişir. Diğer bir deyişle çocuk henüz kendi ayakları üstünde duramazken, ona destek olacak, bakacak kişileri ayırt edebilir ve onlara özel davranma potansiyeline sahiptir. Bağlanma ilişkisini kurabileceği kişilerin de bağlanma figürü olabilmeleri için bazı özellikleri taşıması gerekmektedir.

Bağlanma Figürü Kime Denir?

Bağlanma figürü olmak için üç işlevi yerine getirmek önemlidir. Bu işlevlerden ilki çocuğun yakınlık kurma çabasına karşılık verebilmektir. Bu ancak çocuğa duygusal, fiziksel olarak yakın olmak, erişilebilir olmakla oluşabilir. Örneğin yemek yaparken içerden seslenerek soru soran çocuğa cevap verebilmek, bir aleti tamir ederken size bakan çocuğunuza bakıp, gülümsemek gibi. İkinci işlev ise güvenli sığınaktır. Çocuklar düştüklerinde, canları yandığında kime seslenirler? Ya da bizler kendimizi kötü hissettiğimizde kimin sesini duymak isteriz? Genelde annemizin veya babamızın. Çocuklar da mutsuz, huzursuz olduklarında, canları acıdığında, zorlandıklarında bağlanma figürüne sığınırlar. Mesela, parkta düşen çocuğun annesine gittiğinde, annesinin onu kucaklayıp sakinleştirmesi "İyi misin? Öpeyim geçsin." demesi buna örnek olabilir. Üçüncü işlev ise güvenli alan olabilmektir. Parktaki çocuğa geri dönelim. Düştükten sonra öpülen, sakinleşen çocuk sonra ne yapar? Genelde oyuna geri dönmek ister. İşte oyuna dönen çocuğuna destek olan anne güvenli alanı ona sağlar. Mesela, annesi tırmanmaya çalıştığı oyuncağı görüp nasıl adım atıp yukarı çıkabileceğini söyler. Ya da arkasından destek olup daha dik bir basamakta çocuğunun işini kolaylaştırır. Bunları yaparken çocuğunu eleştirmemesi, sert olmaması ama tehlikeli durumlarda sınır koyması önemlidir. Bunlar daha sonra üstünde durmamız gereken konular.

Özetle, bu üç işlevi yani yakınlık kurma çabasına karşılık vermek, güvenli sığınak olmak ve güvenli alan sağlamak, anne-babanın bağlanma figürü olmasını sağlar. Bu üç işlevi düzenli, tutarlı, duyarlı, çocuğun yerine kendini koyarak, empati yaparak sağlayan anne-babalar çocuklarıyla olumlu bir bağlanma ilişkisi kurarlar. Olumlu yani güvenli bağlanma psikolojik sağlıktan, okul başarısına, akran ilişkilerinden, gelecekte eş seçimine kadar pek çok alanda da etkisini devam ettirir.

Sonraki bölüm: Güvenli ve güvensiz bağlanma nedir? Nasıl oluşur ve bizleri nasıl etkiler?