Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy Kampüsü Nişantepe Mahallesi Orman Sokak 34794 Çekmeköy İstanbul

Telefon : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

info@ozyegin.edu.tr

Şub 19, 2021

Basında ÖzÜ - Erken Çocuktaki Travmanın Bağlanmaya Etkisi

Milliyet

Geçen hafta bağlanma stillerini üçe ayırmıştık: Güvenli bağlanma, güvensiz-kaygılı/ tutarsız bağlanma ve güvensiz kaçınan bağlanma. Parktaki üç çocuk-anne İkilisinin davranışlarını incelemiş ve nasıl ayrıştıklarını görmüştük. Bağlanma stillerinin oluşumunda en temel belirleyicinin anne-babanın tutarlı duyarlılığı olduğu pek çok araştırmada karşımıza çıkmaktadır. Bu tutarlı duyarlılık olmadığında, çocukların temel gereksinimleri ve bağlanma ihtiyaçları tam olarak karşılanmıyor. Çocuklar da güvensiz bağlanma kapsamında bazı kalıplar ve stratejiler geliştiriyorlar. Güvensiz bağlanma ve edindikleri stratejiler ideal olmasa da ve uzun vaade de sorunlara yol açsa da, çocukların hayatta kalabilmelerini ve anne-babalarıyla aralarındaki ilişkilerini yönetebilmelerini sağlıyor. Diğer bir deyişle bu çocukların, hayat, duyguları ve ilişkileri karşısında edindikleri uygulayabildikleri kalıpları var. Bu kalıplar onlara bir pusula gibi yol gösteriyor ve organize olabiliyorlar. Ancak bazı çocuklar bunları başaramıyor. Bu çocuklar dezorganize bağlanmaya sahipler, beklenmedik, yaşlarına uygun olmayan ve garip davranışlar sergileyebiliyorlar. Peki hayata karşı kendilerini boşlukta ve pusulasız bulan bu çocuklar kimler?

Dezorganize Bağlanma: Kaybolmuş Çocuklar

Gelin dezorganize bağlanma ve pusulasız, kaybolmuş üç anne-çocuğa bakalım. Elifin annesinin tahamülü oldukça düşük. Elifin iyi veya kötü her davranışına bağırıyor ve dalga geçiyor. Hatta sık sık dayak atıyor. Elif, annesinin ne zaman kızacağını, ne zaman bağırıp çağıracağını bilemiyor. Gördüğü şiddetin sonucunda, şiddet uygulamayı öğreniyor. Oyuncaklarını parçalıyor, bazen annesinin saçını çekiyor, ona vuruyor. Olumsuz duygular yaşadığında annesine sığınıp, onun desteğiyle nasıl baş edeceğini öğrenememiş. Yani duyguları ve duygularını yönetmeyle ilgili pusulasız kalmış. Kendisini sevilemez biri olarak görüyor. Çevresindekilere olumsuz ve nefretle bakıyor. Ahmet'in annesi de saldırgan, tutarsız ve kırıcı davranışlar gösteriyor. Ahmet, annesinden sık sık dayak yediği için ondan korkuyor. Ahmet, sessiz, içine kapanık ve mutsuz. Akranları gibi oyun oynamıyor, çokça kamı ağrıyor, arkadaşlarıyla birlikte olmaktan korkuyor. Bazen kendisine zarar veriyor: Başını duvarlara vuruyor, yüzünü tırnaklarıyla çiziyor. Demet ise babasını bebekken kaybetmiş. Annesinin sağlık sorunları var ve Demet'e bakmakta zorlanıyor. Demet'in annesi hep mutsuz ve yorgun. Bazen günlerce yataktan çıkamıyor. Demet annesiyle aynı evde yan yana olmasına rağmen, annesi ondan hep çok uzakta. Demet bazen günlerce yemek bulamıyor, aç kalıyor. Huzursuzlandığında sakinleşmek için annesinin yanına gittiğinde, annesi onu kucağına bile alamıyor. O da sakinleşmek için küçük bir bebek gibi parmağını emiyor, kendi kendine sağa sola sallanıyor.

Elif, Demet ve Ahmet, duygularını anlamlandırmada, yönetmede ve ilişkileriyle ilgili kalıplar geliştirmede zorlanıyor. Bunları oluşturmaya anneleriyle kurdukları ilişki yardımcı olmuyor. Hırçın ya da çekingen davranıyorlar. Yalnızlıktan korkuyorlar ama arkadaşlarıyla bir arada da olamıyorlar. Bu üç çocuğun yaşadıkları şiddet, istismar, kayıp ve ihmal çocukluk dönemi travmaları arasında yer alır. Onların sadece dezorganize bağlanma özellikleri göstermelerine neden olmaz aynı zamanda psikolojilerinde ve fizyolojilerinde tahribat yaratır.

Gelecek hafta: Bağlanma ve Duygu Yönetimi