Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy Kampüsü Nişantepe Mahallesi Orman Sokak 34794 Çekmeköy İstanbul
Telefon : +90 (216) 564 90 00
Fax : +90 (216) 564 99 99
info@ozyegin.edu.tr

Gelişim Zihniyeti
Gelişim Zihniyeti
Gelişim Zihniyeti
ÖĞRENCİ ZİHNİYETİ ve ÖĞRENME BAŞARISI
Sunduğumuz eğitimin başarısı için öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini ve nelerden olumsuz etkilendiğini iyi anlamak, öğrenme ortamını bunlara göre şekillendirmek gereklidir. Eğitim psikolojisi literatürü temel bazı etkenlere odaklanarak sunduğumuz eğitimde başarıyı yakalayabileceğimize işaret etmekte. Bu bilgiler ışığında öğrencilerde, öğretmenlerde ve öğrenme ortamında değiştirilmeye ve geliştirilmeye açık, başarıyı artırmada ümit vaat eden etkenleri test etmek ve değerlendirmek biz eğitimcilere düşüyor.
Eğitim literatürüne baktığımızda akademik başarının pek çok etkenle ilişkilendirildiğini görürüz. Bunlar arasında zeka ve kişilik gibi güçlü öngörü gücüne sahip etkenler bulunmakla birlikte bunlardan daha güçlü olanları motivasyonel niteliktedir ve içlerinde en güçlüsü çabalamaktır. Yani bir öğrenci ne kadar zeki olursa olsun, ne kadar çalışkan olursa olsun başarılı olabilmek için karşılaştığı zorluklar karşısında pes etmeyip çabalaması gerekir.
Eğer çaba bu kadar önemliyse, neden bütün öğrenciler başarılı olamıyor? Hepsi çabalamıyor mu? Herkesin öğrenme başarısı ne için ve nasıl çabaladığına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bir öğrencinin gerçekten öğrenmek için çabalaması demek bolca soru sorması, düşünmesi, araştırması, denemesi ve değerlendirmesi demektir. Kaynaklarını iyi yönetmesi ve doğru kullanması da gerekir. Bunları yapan öğrenciler aktif bir şekilde öğrenmeye çabalıyordur. Başarıyı getiren çaba da budur. Peki bizim genel olarak karşılaştığımız öğrenci manzaraları bu çabalama şekline ne kadar yakın? Soru sormaya çekinen, az düşünen, araştırma yapmayı bilmeyen, denemekten korkan ve kendini değerlendirmekten kaçınan, neyi, nereden nasıl öğrenebileceğinin farkında olmayan, iç ve dış kaynaklarını iyi yönetemeyen öğrencilerden öğrenme başarısı beklemek ne kadar gerçekçidir?
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan pek çok araştırma bizlere geleceğimiz için öğrencilere nasıl bir eğitim sunmamız gerektiği ile ilgili bilgiler sunmakta. “Nasıl bir eğitim modeli?” sorusuna yanıt olarak Müfredatı Yeniden Tasarlama Merkezi’nin (Center for Curriculum Redesign) yayınladığı bir kaynakta geliştirilmesi gereken bilgi, beceri ve karakter unsurları açıklanmakta ve bunların hepsini kapsayan “üst öğrenme” etkenine dikkat çekilmektedir. Burada üst öğrenme, karşılaştığımız durumlar karşısında nasıl düşündüğümüzü ve adapte olduğumuzu ifade etmekte ve içinde gelişim zihniyeti (growth mindset) ile üst bilişi (metacognition) barındırmaktadır [1].
Derin öğrenme ve çabalamakla çok yakından ilişkili olan gelişim zihniyetinin önemine Amerikan Bilimler Akademisi’nin en son yayınlarından birinde de açıkça işaret edilir. Burada üniversite öğrencilerinin başarılarını destekleyen etkenler sıralanmış ve öğrenci inanışları kategorisinde okula duyulan aidiyet, akademik öz-yeterlilik inancı ve gelişim zihniyetinin başarıyı ne ölçüde etkiledikleri açıklanmıştır [2].
Gelişim zihniyeti, bireyin sahip olduğu yeteneklerin değiştirilebilir ve geliştirilebilir olduğunun farkında olmasını ifade eder. Stanford Üniversitesi’nden Carol Dweck’in literatüre kazandırdığı bu kavram öğrenciler arasında çok belirgin bir zihniyet ayrımını tespit etmesiyle ortaya çıkmıştır. Dweck farklı yaş gruplarından çocuklarla yaptığı çalışmalarla zor bir işle karşılaşan çocukların verdikleri tepkileri incelemiş ve sabit zihniyet (fixed mindset) ile gelişim zihniyeti tanımlarını oluşturmuştur. Bu çalışmalarda zorluklarla karşılaşmaktan kaçınan, başarısız olduklarında yıkılıp pes eden yani yeteneklerinin sabit ve değiştirilemez olduğuna inanan çocuklar sabit zihniyetli, zorluklardan kaçınmayıp üzerlerine giden, daha çok çaba gösteren ve kendilerini geliştirebileceklerine inanan çocuklar ise gelişim zihniyetli olarak nitelendirilmiştir [3].
Bu iki zihniyet arasındaki belirgin öğrenme yaklaşımı farkını beyin araştırmaları bulguları da desteklemektedir. Michigan State Üniversitesi’nden psikolog Hans Schroder ve diğerlerinin 6 ile 8 yaş arasındaki 123 çocuk üzerinde yaptığı beyin görüntüleme araştırmasında çocukların öncelikle zihniyetleri belirlenmiş ve ardından bir oyun oynarlarken hata yaptıkları zaman oluşan beyin faaliyetleri incelenmiş. Bu çalışmada, gelişim zihniyetli çocukların hata yaptıklarında beyinlerindeki faaliyetin daha geniş bir alana yayıldığı, sabit zihniyetli çocukların beyinlerinin ise sınırlı bir alanda faaliyet gösterdiği bulunmuş. Bu görüntüleme tekniği ile gelişim zihniyetli çocukların hataları üzerinde daha fazla düşündüğü belirlenmiş ve yapılan incelemede bir daha aynı hatayı yapmama konusunda sabit zihniyetli çocuklara göre daha başarılı oldukları tespit edilmiş [4].
Öğrenmek hatalardan bağımsız gerçekleşemeyeceğine göre nereden geliyor bu hatalar üzerine düşünmeme engeli? Bunun kaynağında karşılaştığımız durumlara karşı tutum ve davranışlarımızı belirleyen, çok küçük yaşlardan başlayarak oluşturduğumuz inanışlar yer almakta. Sabit zihniyetin temel taşı olan zekanın ve yeteneğin geliştirilemez olduğu inanışı aklımıza iyice yerleştiğinde herhangi bir şeyi tam anlamıyla öğrenmemiz oldukça güç bir hal alır. Bu inanışa göre başarısızlıklarımız ve hatalarımız bizde değiştiremeyeceğimiz bazı şeylere işaret etmektedir. Bu nedenle bunların üzerine gitmez, pes ederiz.
Hatalarımızı dikkate almayıp düzeltmeye çalışmama tutumu ve nihayetinde bunların düzeltilmemeleri gerçek öğrenmenin önündeki en büyük engeldir. Bu engelin oluşumunda ebeveynlerin ve öğretmenlerin öğrencilerin hatalarına verdikleri tepkiler önemli bir role sahiptir. Öğrencilere hataların geri dönüşü olmayan şeylermiş gibi gösterilmesi, yeniden denemelerine fırsat verilmemesi, hele ki hatalarını zekaları ile ilişkilendirecek şekilde yorumların yapılması onlarda sabit zihniyetin oluşmasına ve yerleşmesine yol açar. Yalnızca hatalar karşısında değil, başarılı olunması durumlarında da verilen tepkiler, bize masum ve teşvik edici gibi gelen “Bravo, çok zekice!” tarzındaki mesajlar, öğretmenlerin başarıyı bolca ve sıkça ödüllendirmeleri ve teşhir etmeleri öğrencilerde hataların kaçınılması, saklanması, utanılması gereken şeylermiş gibi algılanmasına neden olur. Hatalarıyla ilgili yapıcı geribildirimler alamayan öğrenciler hata yaptıklarında bununla nasıl başa çıkacaklarıyla ilgili kendilerince tutumlar geliştirir ve genellikle bunları hem kendilerinden hem de başkalarından saklama eğilimleri gösterirler. Saklanan ve yok sayılan hatalar da düzeltilmedikleri için öğrencinin öğrenme kalitesi büyük oranda düşer ve derin öğrenme yerine yüzeysel bir öğrenme ile yetinilmesi durumu ortaya çıkar. Bu da sunduğumuz eğitimin başarısı açısından çözümlenmesi gereken bir problemdir.
Bu durumda eğitimciler olarak yapmamız gereken nedir? Dweck öncelikle sadece başarıyı övmeyi ve özellikle de zeka ile ilişkilendirmeyi bırakmamızı öneriyor. Hatalar karşısında cezalandırıcı, kınayıcı ve küçük düşürücü tepkiler vermekten de bilinçli bir şekilde kaçınmalıyız. Bu ikisinin ortasında çabayı övmek yer alır ancak sadece çabayı övmek ya da “Uğraşırsan yaparsın! Bravo, ne çok çalıştın!” gibi belirsiz yönlendirmeler de yeterince geliştirici olmayacaktır. Tepkilerimizde bilgilendirici olmalı, nötr ve yapıcı bir tavırla öğrencilerin çabalarındaki ayrıntılara dikkat çekmeliyiz. Öğrenci hatalarıyla ilgili anında geri dönüş almalı ve neyi nasıl geliştirebileceği ile ilgili bilgilendirilmelidir. Hatalar her zaman olacaktır. Bizim bu durumlarda söyleyebileceğimiz şey “Henüz olmadı.” olabilir. Bu, öğrenciye yeteneksiz ve başarısız olmadığını, çabalayarak devam ettiğinde başarabileceğini düşündüğümüzü gösterir. Bu konuyla ilgili Dweck’in oldukça aydınlatıcı ve yol gösterici TED konuşmasını seyretmenizi öneririm [5].
Gelişim zihniyetinin önemi araştırma bulgularıyla desteklenmekle birlikte ne zaman ve nasıl desteklenebileceği konusunda daha çok araştırma yapılması gerekmektedir. Chicago Üniversitesi’nin Okul Araştırmaları Konsorsiyumu (Consortium on Chicago School Research) öğrencilerin zihniyet gelişimlerine 11-14 yaşlar arasında önem verilmesi gerektiği ile ilgili oluşturduğu gelişimsel harita, gelişim zihniyeti araştırma bulguları ile çelişmekte [6]. Dweck’in okul öncesi yaşlardaki çocuklarla yaptığı çalışmalar çok erken yaşlarda sabit zihniyetin yerleşme tehlikesini ve ileriki öğrenmelerini nasıl olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Yine de öğrenciler her ne yaşta olursa olsun etkili bir müdahale ile gelişim zihniyetini içselleştirmeleri sağlamak mümkün olabilir. Bunun için Dweck öğrencilere beynimizin nasıl gelişmeye açık olduğunu, çabaladıkça geliştiğini, dolayısıyla yeteneklerimizin de geliştirilmeye açık olduğunu öğrencilerimize aktarmamızı öneriyor. Bizler de bu bilgiler ışığında öğrencilerimizin zihniyetlerini gelişim yönünde değiştirebilir ve öğrenme engellerinden kurtulmalarına yardımcı olabiliriz.
Dr. Ebru Kılıç-Bebek
Kaynaklar
[1] Center for Curriculum Redesign, (2015). Four Dimensional Education: The Competencies Learners Need to Succeed. (Yazarlar) Charles Fadel, Maya Bialik, Bernie Trilling. Boston, MA, United States of America.
[2] The National Academies of Sciences, Engineering and Medicine (2016), Supporting Students’ College Success: Assessment of Intrapersonal and Interpersonal Competencies. Board on Testing and Assessment, Division of Behavioral and Social Sciences and Education. Washington, DC: The National Academic Press. doi: https://doi.org/10.17226/24697. PDF versiyonu: http://www.nap.edu/24697
[3] Dweck, C. (2006). Mindset: The New Psychology of Success. Random House Publishing Group.
[4] Hans S. Schroder, H. S., Fisher, M. E., Lin, Y., Lo, S. L., Danovitch, J. H., Moser, J. S. (2017). Neural evidence for enhanced attention to mistakes among school-aged children with a growth mindset. Developmental Cognitive Neuroscience. 24, 42-50.
[5] Carol Dweck: The power of believing that you can improve. TEDxNorrkoping, Kasım 2014. https://www.ted.com/talks/carol_dweck_the_power_of_believing_that_you_can_improve
[6] The University of Chicago Consortium on Chicago School Research (2015), Foundations for Young Adult Success: A Developmental Framework. (Yazarlar) Jenny Nagaoka, Camille A. Farrington, Stacy B. Ehrlich, Ryan D. Heath, David W. Johnson, Sarah Dickson, Ashley Cureton Turner, Ashley Mayo, ve Kathleen Hayes. PDF versiyonu: https://consortium.uchicago.edu/sites/default/files/publications/Foundations%20for%20Young%20Adult-Jun2015-Consortium.pdf