Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy Kampüsü Nişantepe Mahallesi Orman Sokak 34794 Çekmeköy İstanbul

Telefon : +90 (216) 564 90 00

Fax : +90 (216) 564 99 99

info@ozyegin.edu.tr

Girişimcilik Kültürünü kısıtlayan dört tuzak

Girişimcilik Kültürünü kısıtlayan dört tuzak

Örgütlerin kültürü, onu kuranlar tarafından belirlenir diye yola çıkıldığında, girişimcilerin yenilikçi anlayışının kurumun kültürü olması beklenir. Özyeğin Üniversitesi öğretim üyesi Seçil Bayraktar’ın yaptığı çalışma, girişimcilerin yenilikçi bir ortam yaratma ve sürdürme amaçlarının önündeki zorluklara dikkat çekerek, bu beklentinin gerçekleşmeme olasılığını tartışıyor. Çalışma, girişimci/yenilikçi kültürün önünde duran dört tuzaktan bahsediyor.

Source: Bayraktar, S. (2016). Do entrepreneurs really create entrepreneurial cultures? When intentions do not match actions. Bogazici University Journal, 30 (2).

1. Kontrol Tuzağı “Benim dediğim”:

Girişimcilik kültürü ve bunun temel unsuru yaratıcılık, yetki dağıtarak gelişir. Ancak, şirketin ilk yıllarında girişimciler kontrolü başkasına bırakmak yerine, kendilerine duydukları güvene ve bağımsızlığa daha fazla yaslanmaktadır. Her ne kadar karar alma sürecini merkezileştirip hızlandırıyor olsa da, bu yaklaşım çalışanların lidere bağımlı olmalarına neden olabiliyor. Çalışanlar daha sonar kendilerine yetki verildiğinde kendilerini baskı altında hissedebiliyorlar. Sonuç olarak, stres çalışanların yaratıcılığını ve yenilikçi kültürün yerleşmesini engelliyor.

2. Benzerlik Tuzağı “Benim dünya görüşüm”:

Şirket kurucuları, şirketlerinin kültürünün kendi değerlerini yansıtacak şekilde oluşturuyorlar. Bunun sonucunda işe aldıkları kişilerin kendi görüş ve değerlerine yakın olmasına özen gösteriyorlar. Bu her ne kadar çalışma ortamında ortak bir anlayış ve uyum getiriyor olsa da, çeşitliliği azaltıyor. Artan tek-tiplilik ise yaratıcı ve yenilikçi olmayı azaltarak girişimci kültürünü zayıflatıyor.

3. Koruma Tuzağı “Benim yolum”:

Girişimciler, kendi fikirlerini mutlaklaştırarak, işlerine aşırı sahiplenme gösterebilirler. İşe aşırı bağlılık değşime açıklığa zarar vererek yaratıcılığı köstekleyebilir. Aynı şekilde başarılı kararlar sonrasında, girişimcilerde bir sonraki hamlede hata yapma endişesi de oluşabilir. O zaman, yeni stratejileri denemek ve sınamak yerine, kendilerini kanıtlanmış stratejilere kısıtlamaya gidebilirler. Hata yapma endişesi de gelişmelere kendini kapatma ve yenilikçilik kültürünün oluşmasına engel teşkil edebilir.

4. Bireysel Kimlik Tuzağı “Benim şirketim”:

Yaratıcılık ve yenilikçiliğin önkoşulu takım çalışması ve ortak kimliktir. Girişimcilik şirketin içine işlemeli, yeni deneme ve geliştirmelere olanak tanımalı ve yaratıcılık ve yenilikçilik çalışanlarla ortaklaşa oluşturulan kapasiteye dayanmalıdır. Dolayısıyla, “ben” yerine “biz” yaklaşımının benimsenmesi girişimci kültürünü yaratmak için son derece gereklidir. Bununla birlikte, girişimci, kişiliği şirketi tanımlayan bir tür “kahramana” dönüşebilir. “Kahraman” algısı ise ortaklaşa bir kimliğin oluşmasının önünde engel oluşturabilir. Sonuç olarak, girişimcinin bireysel kimliği ile yaratıcı ve yenilikçi kültür arasında ters bir bağıntı vardır.

Peki, çözüm ne? Bu tuzaklara yakalanmamak ve girişimci kültürü koruyabilmek için, kontrol etmek yerine yetkiyi dağıtmak; işe alımlarda çeşitliliğe özen göstermek; var olanı korumak yerine fırsatları araştırmak; girişimcinin bireysel kimliği yerine, kurumun kolektif kimliğine odaklanmak gerekiyor.